Eşime Külot Hediye Etmiş

Popular Properties

[wdk-latest-listings-list]

Eşime Külot Hediye Etmiş

Sabah kahvemi yudumlarken mutfak tezgâhının köşesinde duran küçük, bordo renkli bir kutu dikkatimi çekti. Üzerinde zarif bir kurdele vardı. Hediye gibi duruyordu ama benim aldığım bir şey değildi. Merakla elime aldım, kartını çevirdim: “Sana yakışacak.” Başka hiçbir şey yazmıyordu.

O an kalbim bir anlığına hızlandı. Kutunun kime ait olduğunu anlamam uzun sürmedi — eşimin masasında, sanki özellikle oraya bırakılmış gibi duruyordu. İçinde ne olduğunu tahmin etmek zor değildi ama yine de dokunmaya çekindim. İnsan bazen cevap ararken en çok korktuğu şeyi bulmaktan korkar ya, tam öyle bir andı.

Akşam olduğunda ona hiçbir şey belli etmeden sofrayı kurduk. Gözüm sık sık o küçük kutuya kayıyordu. O ise sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Kahkahalar arasında bir boşluk anında konuya dolaylıca girmeye çalıştım:
“Bugün masada güzel bir kutu gördüm… kimden geldi acaba?”
Bir anlık duraksama, sonra gülümseyerek: “Aa evet, iş yerinden bir arkadaş getirmiş, doğum günü hediyesiymiş.”

Ama doğum günü haftalar önceydi. O anda söylediğiyle gözlerindeki küçük titreşim birbirini tutmuyordu. Konu kapanmış gibi yaptı, ama benim kafamda onlarca soru dönüyordu.

Gece herkes uyuduktan sonra sessizce salona geçtim. Kutuyu tekrar elime aldım. Kapağını açtım. İçinde sade ama zarif bir iç çamaşırı vardı. Renk olarak, onun en sevdiği tonlardan biri. Her detayı, onu tanıyan birinin özenle seçtiğini düşündürdü bana.

Kıskanmakla büyülenmek arasında tuhaf bir duyguya kapıldım. O ana kadar sıradan gelen evlilik, bir anda gizemli bir hikâyeye dönüşmüştü. Belki de bu his, yıllardır unuttuğum bir şeyi hatırlatmıştı: ona duyduğum arzuyu, merakı, ilgiyi.
Kutuyu kapattım, ama içimdeki sorular kapanmadı.

Ertesi sabah kahvaltı masasında sessizdim. O, “Neden bu kadar dalgınsın?” diye sorduğunda sadece gülümsedim.
“Hiç… sadece seni düşündüm.”

Belki gerçekten hediye masumdu, belki değildi. Ama o küçük kutu, bize yıllar sonra bile birbirimize bakmayı öğreten bir ayna olmuştu.
İlişkiler bazen güvenle değil, gizemle tazeleniyor. Belki de sevgi, her şeyin açık olduğu yerde değil… biraz da bilinmeyenin içinde filizleniyor.




İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*